24 Aralık 2013 Salı

Ekspresyonizm ve Erotik Ruhun Kirli Dünyası: EGON SCHIELE


Dışavurumculuğun dahi adamı diyerek klasik, deli ressam nitelendirmesiyle giriş yapmak istedim nedendir bilinmez. Egon Schiele, gariptir ki bir cover tablosunu gördüm göreli tutkumdur diyebilirim. Eserlerindeki sert kıvrımlar yüreğimi dağlar, beynimi uçurur sonra sarsar beni. Çizmiş olduğu kadınlara aşık olanları bilirim. Kısacası değişik bir kafa, estetik anlamda doruklarda bir ressamdır kendisi. Kısa yaşamı efsane olmasını engelleyememiştir.

Ekspresyonizm (Dışavurumculuk): Bilinçaltı hareketler

Almanya’da politik sorunlar yaşanırken empresyonizm, naturalizm ve pozitivizme karşı bir akım olarak ortaya çıkmıştır.
Doğada var olanın direkt yansıması değil de bilinçaltının akılda tasarlanıp veya içte yaşanan, hissedilenin yansıtılması denilebilir. En basit anlamıyla doğru kabul edilen genel görünüm yerine kendi yorumunu katıp bu görünümü gün yüzüne çıkarmak diyebiliriz. 20. yüzyılın başlarında ortaya çıkmış ve 1925’e kadar devam etmiştir.
Bu akımın sanatçıları; şiddet, karamsarlık ve sıra dışılığı ön plana çıkarmışlardır. Çoğu eser rahatsızlık vericidir ve ilk bakışta sert bir etki verir. Bu akım birçok sanat türünü etkisi altına almıştır. Bu türlerden biri de resimdir. Çizgiler oldukça sert ve keskin, renkler ise abartılıdır. Özgünlük en verimli şekilde kullanılmış, aynı zamanda eleştiriler en sert dille, rahatlıkla yapılmıştır. Bu akımın en önemli sanatçılarından biri de Avusturyalı ressam Egon Schiele’dir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder